Ulu Ozanlarımızın başı, Piri, Pir Sultan Abdal’dır. Pir Sultan Abdal, Abdal Pir Sultan, Pir Sultan ve Pir
Sultan‘ ım Haydar Ulu Celal Abbas Ocağı'ndan el alan talip Ocağı'mız Pir Sultan Ocağı’mızın değişik
tarihlerdeki aynı mahlası kullanan Ulu Ozanlarıdır. Geleneksel bilgi sözlü olarak gönümüze değin
geldiği için, Ozanlarımızın söyledikleri birbirine karıştırılmış ve bunların hepsi bir tek Ulu Ozan olarak
gösterilmiş. Ayrıca ilk Ulu Ozanımız olan Pir Sultan Abdal'ın 16.yy Sivas 'ta Osmanlı İmparatorluğu
tarafından katledildiği iddiası ortaya atılmıştır. Osmanlı'da değişik tarihlerdeki tüm isyanların kaydı
varken, bugüne değin 16.yy. da Sivas'ta Pir Sultan Abdal adında birisinin idam edildiğini gösteren
hiçbir belgeye rastlanılmamıştır. Elbette idam edilen Ulu Ozanımız Pir Sultan Abdal vardır. Ama
belirtilen tarihte yoktur.
Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında Fuat Köprülü , Saadettin Nüzhet, Pertev N. Boratav ve Abdülbaki
Gölpınarlı ile başlayan araştırma ve derleme süreçlerin de Alevi İnancını bilmeden, o zamanki
konjünktüre uygun olarak elde ettikleri bilgilerden hareketle bu araştırmacılarımız çeşitli yakıştırma
ve değerlendirmede bulundular. Bunların başında Pir Sultan Abdal'ın ünlü deyişi" Açılın kapılar Şah'a
gidelim" ile İran Safevi Devleti başı Şah İsmail-i kastettiğini belirterek ve herhangi bir belge sunmadan
Pir Sultan Abdal'ın Şahın yanında yer aldığını ve Osmanlıya karşı ayaklandığını ve bundan ötürü idam
edildiğini iddia edip yazdılar. Sonraki nesillerde bunu hiçbir şekilde araştırmadan doğru kabul edip
yaygınlaştırdılar. Osmanlı arşivleri didik didik incelendiği halde henüz bu iddiayı doğrular bir belgeye
rastlanılmamıştır.
Bizim Aleviler olarak Şah deyimini yüzyıllardır kullandığımızı bildiği halde, Osmanlı Devleti rakibi olan
Safevi Devleti ile anlaşmazlıklarına, bahane arayıp, biz Alevilerin sanki „Şah" adı ile İran Safevi
Devletini desteklediğimizi iddia edip yoğun bir Alevi katliamına girişmiştir . Bu katliamı da kendisi
yapmamış Şeyh Bitlisi'nin öncülüğündeki 10 Kürt aşiretine havale etmiş ve ardından da onları
ödüllendirmiştir.
Pir Sultan Abdal’ın deyişlerinden örnekleyelim: „Pir Sultan Abdal’ın ey hınzır Paşa, Gör ki neler gelir
sağ olan başa, Hasret koydu bizi kavim kardaşa, Kâtip ahvalimi Şah'a böyle yaz.“
„Pir Sultan Abdal’ım dünya durulmaz, Gitti giden ömür, geri dönülmez, Gözlerim de Şah yolundan
ayrılmaz, Ben de bu yayladan Şah'a giderim. „ vb.
Önce şunu belirtelim: Tüm Alevi duaları çağlar boyu „ Bism-i Şah, Allah Allah ile başlar“. Demek ki
Alevi sözçüklerin de Şah bir Şahısın , kıralın adı değil, Yaradanın güzel adlarından biridir. Biz medet
umarken, dua ederken sadece Yaradandan yardım bekleriz, kula kulluk etmeyiz. Burada Pir Sultan
Abdal‘'ın yardım ve medet beklediği Yaradandır. Sonra İran Safevi Devletini Anadolu da
destekleyenler de sadece şia inancında olan Caferiler'dir ya da küçük bir kısmı Safevi propagandasına
kananlardır.
Öte yandan Pir Sultan Abdal İran Safevi Devletinin başı Şah İsmail ile Çağdaş olsa idi,ğ adı Ulu Pirimiz
Abdal Musa’nın adın da olduğu gibi, ( Abdal Musa 14. Yy. Pirlerimizdendir) onun da Adı Abdal Pir
Sultan olarak başlaması lazımdı. Ama Ulu Ozanlarımızın başı olan Pir Sultan Abdal, aynen öznenin
sonda olduğu Battal Gazi, Hüseyin Gazi, Danişmend Gazi, Emir Gazi ve Melik Gazi gibi bir başka
dönemde yaşamıştır. Örnek verecek olursak: bugün özne başta olduğu için Gazi Mustafa Kemal
Atatürk diyoruz.